Göztepe’den Veda Şarkıları

Sezonun ikinci yarısında oynadığı başarısız sonuçlar nedeniyle küme düşme hattına saplanıp kalan Göztepe, ne yazık ki bu kötü gidişatı durdurmaya yetecek gücü kendisinde bulamıyor. İzmir temsilcisi kendi taraftarı önünde oynadığı Alanyaspor maçında etkili ataklar yakalamış olmasına rağmen bu atakları değerlendiremeyip bir de üstüne savunmada basit hatalar yapınca sahadan 2-0 mağlup ayrıldı ve bir maçtan daha yara almış oldu. Bununla birlikte Göztepe kalecisi İrfancan Eğribayat’ın maç sonunda taraftarlarla yaşadığı gerilim takımın şu an nasıl bir ruh hali içerisinde yer aldığını da çok net bir şekilde özetliyor.

Bozulan Sinirler

Bu sezon Süper Lig’de zaman zaman oldukça etkileyici işler çıkarmış olmasına rağmen bu işlerin devamını getirmeyi başaramayan Göztepe adına artık yolun sonu görünüyor.

Sarı Kırmızılı ekip Süper Lig’in 30’uncu haftasında kendi sahasında Alanyaspor’u konuk etti. Alanya temsilcisi karşısında etkili ataklar da bulan Göz-Göz bu atakları değerlendirmek konusunda ise oldukça kötüydü.

Çok önemli ataklarda topla buluşan oyuncular bir türlü topu kaleye sokamayınca Alanyaspor’un direnci arttı ve bu direnç karşısında zaten formsuz olan Göztepe savunmasının kırılganlığı iyiden iyiye belirdi.

Bununla birlikte 70 dakika boyunca kıran kırana geçen müsabakada 71’inci dakikada Alanyasporlu Famara Diedhiou’nun yarım vole şeklinde attığı jeneriklik gol zaten Göztepe camiasının sinirlerini bozdu.

Bu golle birlikte dengesi daha da bozulan takım son dakikalarda eski oyuncusu Tayfur Bingöl’ün attığı bir diğer jeneriklik golle birlikte oyundan düştü ve 2-0 mağlup oldu. Bu sonuçla birlikte üst üste 7’inci maçından da mağlup ayrılan İzmir temsilcisi için artık umutlar tükenme noktasına gelmiş durumda.

Yeni teknik direktörü Stjepan Tomas ile çıktığı 2’inci maçta da galibiyet sevinci yaşayamayan İzmir temsilcisinde taraftarlar ile oyuncular arasında yaşanan gerilim ise artık kopan bağların ve gerilen sinirlerin en net göstergesi.

Zamanın Ruhu

Bu sezon Süper Lig’de gerçekten oldukça etkileyici işler çıkartan bir Göztepe vardı. Özellikle ikinci yarıya girişte gelen 4 maçlık galibiyet serisinin bu durumun kanıtlarından birisi olduğunu söylemek gerekir.

O dönem inanılmaz bir ön alan baskısı ve top çalma oranıyla oynayan Sarı Kırmızılı takım bitiricilik konusunda da iyi işler çıkartınca galibiyetler kolaylıkla geliyordu. Ancak işler bir şekilde bozuldu ve 4 maç üst üste kazandıktan sonra 7 maç kaybeden bir takım ortaya çıktı.

Bu kötü serinin ilk ayağı Nestor El Maestro döneminin sonunu getirirken takımın başına gelen Stjepan Tomas’ın da çok etkili olamadığı kötü serinin devam ediyor olmasından rahatlıkla anlaşılıyor. Bununla birlikte takımın belirli konularda toparlanıyor olması bile Göztepeli taraftarları memnun etmiyor.

Zira takım ne olursa olsun kazanamıyor ve kimse Stjepan Tomas’ın ne sebeple ve hangi başarıyı gösterdiği için Göztepe’nin başına kurtarıcı olarak getirildiğini anlayamıyor.